SNCF'nin sihirli kapıları

Moral olarak çok iyi değilken blogu tekrar , bilinmiyor.org olarak da olsa , yayına sokmuş olmak mutluluk kaynağım oldu. Bir de yazma isteğimi buna eklediğimizde tamamdır , olmuşum ben. Herneyse kişisel olayları geçersek , ki bir süre bunlara sürekli gireceğim gibi gözüküyor , yazıya devam edebilirim.

Bilinmiyor!'u takip edenler en azından bir göz gezdirenler biliyordur 'reklam' konusuna hayli taktığımı. Çok yazmışımdır yerli reklamlarımızın berbat olduğunu , çok ağlamışımdır bu konuda. Bazı reklamların hakkını teslim edelim tabii ki ancak kimse kusura bakmasın yerli reklamların 'genel'i kötü durumda. Yaratıcılık kelimesinden bi haberler... BİN-GO geldi bakar mısın aklıma... Geçelim , konu bu değil.

Yeniden...

Selamlar... Böyle mi giriyordum bir yazıya? Yazmayalı epey oldu. Yazdığım bu ana kadar da bir hayli şey oldu. Özellikle kendi adıma söylüyorum bunu. Bunlardan biri ".net" uzantımı kaybetmek... "Yaratıcı" bir arkadaş fırsatı kaçırmayıp almış. Sorun değil ancak bazı şeylerimin çakmasını yapmamış olsa özgün olabilirmiş. Bunlardan birinin slogan olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Gördüğümde bir hayli şaşırmış , üzülmüştüm de sonraları bu durum mutlu eder oldu beni. Taklit esası yaşatır derler , 
Bilinmiyor! da .org uzantısıyla yaşamaya devam edecek. Yeni yazılarla birlikte tabii ki. ÖzBilinmiyor'a selam olsun (!)

Tipografik Ünlüler

Önceden hep eleştirirdim "abi bizde neden yapılamıyor böyle yaratıcı çalışmalar" , "çok mu yeteneksiziz?" , "yok , heralde üstünde fazla uğraşmıyoruz" derdim. Son dönemlerde bu eleştirilerim yavaş yavaş çürümeye başladı. İşte bu çürütmeyi sağlayacak bir çalışmayı daha paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. "Turkish Celebrities" İncelerken hayli eğlendiğim bir tipografi çalışması... Konusu "ünlüler" olan bir çalışma bu. Uğur Saraç tarafından hazırlanmış olan çalışma şu sıralar internet hayatında çokça paylaşılan şeyler arasında. Tabii twitter'daki FenerbahçeTaraftarıTakipleşiyor , ŞeyimiKessenizSiyahBeyazAkar , OrdanBurayaGalatasaraylılar gibi paylaşımları saymazsak. Neyse bilahare bu konuya da değinirim.

Çalışmayı aşağıda incelerken yüzünüzdeki tebessümü farkedeceksiniz. Efendime söyleyeyim sözün özü böyle yaratıcı çalışmaları görmek beni hayli mutlu etmekte. Zaten tipografi hastası bir adam olarak bunu söylemem çok normaldir.

Semazen rüzgar türbinleri

İlginç bir projeyle ilgili bir yazı bu. Bir hayli de ilgi çekici. Zaten öyle olmasa yazmazdım değil mi? Neyse...Proje, Caterina Tiazzoldi ve Eduardo Benamor Duarte tarafından geliştirilen bir rüzgar türbini tasarımı. Proje dedim de bunun doğrusu tasarım olacak. Yazıyı okumadan önce resimleri incelemek gibi bir Türk alışkanlığı olduğundan hemen bir açıklama yapmam gerek."Nerde abi bu tasarımın farklılığı?" diyenler için bu açıklamam.

Öneri : Knights of Honor

Uzun süredir oynadığım bir oyundan bahsetmek istiyorum. Strateji oyunlarında ilkin karşıma Red Alert çıktı onunla başladım, sevdim stratejiyi. Medal of Honorlar , Rise of Nationslar , Age of Empireslar en önemlisi de Medieval Total Warlar geçti bilgisayarımızdan. Ama bu yazı bunların hiçbiriyle alakalı değil. Aslolarak anlatacağım oyunun öncelikle benim karşıma nasıl çıktığını anlatayım. Dedim ya efendim strateji seven biriyim diye, işte bu stratejiyi daha zevkli hale getirebilmek adına bir araştırmaya koyuldum. Sanırım strateji oynayanların çoğu böyle şeyler düşünmüştür. Nedir bu düşündüğüm, stratejiyi daha zevkli hale getirecek şey derseniz Osmanlı'yı , Türkleri bu oyunlara dahil etmektir derim.

´Hollywood efekti` dedikleri

Hollywood'u biliyorsunuz.O büyük bütçeli, yüksek grafikli filmlerin yapıldığı inanılmaz stüdyoyu. İşte bu "Hollywood yapımı" isminin geçtiği filmlerin nasıl bir "hile"yle yapıldığına tanık olmak istiyorsanız bu yazıyı okumalı, incelemelisiniz. Gerçi ben bu kadarını beklemiyordum görünce gerçekten çok şaşırdım sizin de şaşıracağınıza eminim. O ağzımız açık izlediğimiz patlamalar, savaşlar, çatışmalar, en basitinden otobüs durağı bile "hile"yle, grafik denen hileyle yapılmakta. İlk gördüğümde dedim ki "yuh! adamlar kıllarını kımıldatmadan film çekiyorlarmış." Film Rusya'da mı geçiyor ona göre bir sahne hemen hazır. Gidip orda çekelim diye bir şey yok. Tamam illaki oraya gidilecek diye bir şey yok da en azından benzer bir mekanda bu işler görülebilir. Ülkemizden örnek verecek olursam; Kurtlar Vadisi Irak'ı , Filistin'i bilirsiniz.

Farklı bir tasarım : BisiklAt

Daha önce "Chopper tadında bisiklet" adında bir yazım vardı bu yazıyı da ona benzettiğimden "At tadında bisiklet" koymak isterdim ancak absürd olacağını düşündüğümden yapmayayım dedim. Belki de iyi olabilirmiş, bilmiyorum. Aslında bu da fena olmadı yahu. Sonuçta tasarımın adının güzel olması isteniyorsa, Türkçe'de adı olsa olsa "BisiklAt" olurdu , en azından ben öyle koydum. Yani Türkçe isim telifi bana ait ha!

Seul Bisiklet Tasarımı böyle bir bisiklet tasarlamış. At binmeye korkanlar için olsa gerek. At tadında bir sürüş tadı veriyor herhalde. Neyse... Tasarımcı bu tasarımı -az da olsa İngilizce çevirdim- bisiklete , bisiklet kullanımına ilgi/dikkat çekmek amacıyla yaptığını söylemiş. Tasarım , bir yarışmayla gün yüzüne çıkmış. Benim cidden dikkatimi çekti. Sorarsanız biner misin bu bisiklete diye cevabım Türkiye'de yemez bu iş, olacaktır. Bi' düşünün at tasarımlı bir bisiklete bineceksiniz ya da düşünmesek mi n'apsak..? Eğlenceli olacaktır tabii de bunun yanında herkesin gözü sizde olacaktır. Gerçi bu tamamıyla bir bisiklet tasarımı değil. Sökülüp takılabilen parçalardan oluşan bir tasarım. Yani bisikletinizi istediğiniz zaman "at" görünümünden "bildiğimiz" bisiklet görünümüne sokabiliyorsunuz. Vidalarıyla , klipsleriyle bu "at" ı tamamlayabiliyorsunuz. Resimlerde de bunları gri renkte göreceksinizdir. Yetişkinler için "belki" de çocuklar için "harika" bir tasarım olmuş diyebilirim. Ama bu tasarıma eklenecek birkaç şey de olabilir. Tabii bunlar "Türk aklı"yla düşünülmüş eklentiler. Mesela ben, atın kuyruğu çamurluk olabilir diye düşündüm. Neyse bu "aklı" fazla abartıp özgün tasarımı heba etmeyelim ama çamurluk da fena olmaz yahu , tamam tamam neyse..

NatGeoWILD : Büyük kedileri koruyamazsak...

National Geographic WILD'in yapmış olduğu reklam bu yazının konusu.
Büyük Kediler Haftası'nın tanıtımıyla birlikte sosyal bir mesaj vermekte. Belgesel tutkunu -özellikle kedi- biri olarak reklamı beğendim ve size de ulaştırmak istedim. Uzun uzun anlatılcak içeriğe sahip bir konu olmadığından çok uzatmadan , uzatamadan tanıtımı size sunuyorum. Eğer büyük 
kedileri koruyamazsak...

Türkçe "ve" imi

Şu sol yandaki "şekilleri" bilirsiniz. "ve" anlamına gelen Latince "et" sözcüğünün "E" ve "T" harflerinden türetilmiş imin 2 farklı versiyonu.

İşte bu yazı da bu "et" logogramıyla ilgili. Gördüğümde -neden olduğunu halen sorguluyorum- bir hayli sevinmiştim. Ne bu sevindiğim şey? Bu , "et" iminin/ampersandının Türkçe'ye uygulamasının yapılmaya çalışılması. Yanisi bu "et" imi Türkçeleştirilerek "V" ve "E" harflerinden oluşan yeni bir "et" , bir Türkçe "et" tasarımının yapılmış olması. Tasarım Prof. Dr. Halis Biçer tarafından geliştirilmiş bir tasarım. Türkçe'de "&" iminin kullanımı olmadığından -basit/günlük yazılar dışında- böyle bir tasarım geliştirilmiş olsa gerek. Halis Grotesque adında çıkarılmış olan yazı tipinde "ve" ampersandının yanında Türk Lirası'nın yeni simgesi de yer almakta. Yazı tipini alabileceğiniz bağlantıyı ve ampersandın ayrıntılarını yazının içinde -devamı- bulabilirsiniz.

Beklenti yaratan , vizyon filmleri

Film blogu olma yolunda ilerliyor gibi olmak istemem ama bu yazım da film kategorisine girecek. E n'abalım bu sıralar "iyi" diyebileceğim filmler çıkmakta. Bunu da yazmadan geçmemek gerek. Bu yazımda vizyona girecek birçok filmden bahsedeceğim ve bu yazıdan sonra bir süre "sinema" kategorisine girdi yapmamayı düşünüyorum ama tabii ki belli olmaz bu iş. Çünkü izlediğim bir filmi size "önizleme" olarak da sunmak isterim. Önceden de tek yazıda vizyona girecek "iyi" diyebileceğim filmleri kısaca aktarmıştım. Bu yazı ona benzer ancak daha kapsamlısı olacak bununla birlikte beklenti yaratan filmleri aktaracağım. Yazının başından  bunun haberini vereyim.